top of page
Yazarın fotoğrafıMerve Deveci

Sosyal Medya ve Yoga: Sanal Dünyada Ruhsal Denge Arayışı

Hayatımızda bazı şeylerin değerini, ancak onları kaybettiğimizde anlıyoruz, değil mi?

Geçtiğimiz Ağustos ayında sosyal medyanın bir platformunun kısa bir süreliğine bile ortadan kaybolması, çoğumuzun ne kadar bağımlı hale geldiğimizi fark etmemize neden olmuştur. Peki, sosyal medyanın hayatımızda bu kadar yer kaplaması, yoga pratiğimiz üzerinde bir etki yaratıyor mu? Gelin, birlikte göz atalım.


Yoga, binlerce yıldır var olan ve beden, zihin ve ruh sağlığını geliştirmeyi amaçlayan bir uygulama. Bhagavad Gita’nın dediği gibi: "Yoga, benliğin benlik aracılığıyla benliğe yolculuğudur." Epey derin bir tanım, değil mi? Ancak modern dünyada sosyal medyanın da bu yolculuğun bir parçası haline geldiğini söyleyebiliriz.


İster sevelim, ister sevmeyelim, sosyal medya hayatımıza bilgiye erişim ve topluluk oluşturma açısından büyük bir değişim getirdi. Yoga da bu değişimden payını aldı. Son yıllarda, yoga pratiği sosyal medyanın etkisiyle ciddi bir dönüşüm geçirdi.

Birçok insan yoga ile sosyal medya sayesinde tanıştı. Şimdi, sosyal medyanın yoga üzerindeki etkilerine biraz daha yakından bakalım.


Olumlu Etkiler


1. Bilgi ve Eğitime Erişim

Sosyal medyanın yoga üzerindeki belki de en büyük etkisi, bilgiye ulaşım kolaylığı. Yoga eğitmenleri sosyal medya platformları sayesinde farklı yoga türlerini, uygulama yöntemlerini ve asanaları geniş bir kitleyle paylaşabiliyor.


Ve bu, yalnızca videolar izleyerek bile birçok kişinin doğru bir şekilde yoga pozlarını öğrenmesine olanak sağlıyor. Yani evinizin konforunda, alanında uzman kişilerden rehberlik almak mümkün hale geldi! Pandemi ile birlikte giderek normalleşen uzaktan eğitim Yoga alanında da yerini buldu ve artık pek çok eğitime online olarak ulaşabiliyoruz (Bkz. Online Hamak Yogası Uzmanlaşma Programı). Bu anlamda sosyal medyanın da katkısı çok büyük.


2. Topluluk Oluşturma ve Destek

Sosyal medya, belki de en güzel katkısını topluluklar oluşturma konusunda yapıyor. Tek başına pratik yapma motivasyonu bulamayan birçok kişi, çevrimiçi yoga topluluklarıyla bu sorunu aşıyor. Yogi’ler sosyal medya sayesinde deneyimlerini

paylaşıyor, sorular soruyor ve birbirlerinden teşvik edici geri bildirimler alıyorlar. Ayrıca bu platformlar, "yoga challenge"lar ve stüdyoların sunduğu kampanyalar sayesinde de bir grupla yoga yapma motivasyonu yaratıyor. Fiziksel bir stüdyoya ulaşamayanlar için sosyal medya, mesafeleri kapatarak topluluk hissini güçlendiriyor.


3. Farkındalık ve Bilinçlenme

Yoga'nın faydalarını geniş kitlelere yayma konusunda sosyal medyanın gücü yadsınamaz. Stres yönetimi, zihinsel sağlık ve fiziksel esneklik gibi konularda yapılan paylaşımlar, insanların yoga ile tanışmasına ve yaşamlarına dahil etmesine olanak tanıyor. Ancak unutmamamız gereken bir şey var: Yoga’nın faydaları bir süreçtir ve düzenli bir pratik gerektirir. Ayrıca yoga, sadece fiziksel bir uygulama değil, bütünsel bir pratiktir. Yani meditasyonu da bu pratiğe dahil etmek oldukça önemlidir.


4. Yenilikler ve Trendler

Sosyal medya sayesinde yeni yoga stilleri, teknikleri ve sağlık yaklaşımları hızla yayılıyor. Daha önce hiç duymadığınız yoga stillerini sosyal medyada keşfetmeniz mümkün. Bu da yogilerin kendi pratiklerini zenginleştirmelerine olanak tanıyor.

Sosyal medyanın yoga üzerindeki etkilerini düşündüğümüzde; bilgiye erişim, topluluk oluşturma, farkındalık yaratma ve yenilikleri hızla yayma gibi birçok olumlu yönü olduğunu görüyoruz. Ancak her şeyde olduğu gibi, sosyal medyayı bilinçli kullanmak ve yoga pratiğinizin kalitesini korumak da çok önemli.


Olumsuz Etkiler


Bu kadar olumlu etkiden bahsetmişken, peki sosyal medyanın yoga üzerindeki olumsuz etkileri yok mu? Tabii ki var! Birkaçına birlikte bakalım.


1. Yoga’nın Sadece Fiziksel Bir Pratik Olarak Sunulması


Bazı insanlar sosyal medyada gördükleri yoga pozlarını uygulayarak yoga yapıyorlar ve bu pratikleri sadece fiziksel bir aktivite olarak değerlendiriyorlar. Yoga’nın bedensel bir eylemden çok daha fazlası olduğunu unutmamak gerekiyor. Yoga, bedenin yanı sıra zihni de eğiten bir yolculuk. Jigar Gor’un dediği gibi: “Yoga, ayak parmaklarına dokunmak demek değil.”


2. Kişisel Beklentilerin Artması

Sosyal medya, bazen yoga pratiğini mükemmel bir fiziksel duruş ve bedenle özdeşleştiriyor. Bu durum, özellikle yeni başlayanlar üzerinde baskı yaratabiliyor. Sosyal medyada gördüğünüz ideal yoga pozları, herkesin bedensel gerçekleriyle örtüşmeyebilir. Kendimizi kimseyle kıyaslamadan, kendi sınırlarımızı kabul ederek pratik yapmak önemlidir.


3. Ticari Kaygılar

Yoga'nın sosyal medyada popüler hale gelmesiyle birlikte, uzman olmayan birçok kişi de yoga hakkında içerik üretmeye başladı. Bu durum, maalesef bazı kişilerin yanlış yönlendirilmesine ve sakatlıklara yol açabiliyor. O yüzden, takip ettiğiniz kişilerin uzmanlığına dikkat etmek çok önemli!


4. Zihin Dağınıklığı

Sosyal medya, sürekli bir bilgi akışı sağlıyor ve bu da bazen yoganın zihni dinginleştirme amacıyla çelişebiliyor. Fazla sosyal medya kullanımı, dikkatinizi dağıtabilir ve meditasyon deneyimlerinizi etkileyebilir. Bu yüzden sosyal medyayı bir araç olarak kullanıp, asıl amacınızı unutmadan anda ve pratikte kalmaya özen göstermek önemli.


Sonuç olarak Sosyal medyanın yoga üzerindeki etkileri hem olumlu hem de olumsuz olabilir. Ama kabul edelim, sosyal medya sayesinde birçok kişi yoga ile tanışıyor ve bu pratiği hayatlarının bir parçası haline getiriyor. Bu nedenle, sosyal medyayı bilinçli kullanıp, doğru kaynaklardan bilgi almak bize düşüyor. Yoga pratiğinin tadını çıkarmak ve yolda kalmak ise tamamen bize bağlı!



Ve en sona da şunu eklemek isteriz ki stüdyoda birebirde eğitmeninizle çalışmanın tadı da her zaman başkadır :)


Sevgiyle,

Merve Deveci

Yoga Eğitmeni



55 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page